google-site-verification=Q6ZwQRXiOaJnqS-cgg4nFfP_c10yadaNmmrIUXuvb9w Şubat 2007 | aylak abaküs*



Icon
Icon
Icon
Icon
Icon
Icon

Geometrik sekillerden kare -roportaji

Pazartesi, Şubat 26, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
Hayatımda yaptığım en zor röportaj bu oldu efendim. Çünkü çok dikkatli olmalıydım, karşımda geometrik şekillerin en düzenlisi vardı. Mesela, röportaj yaptığımız mekanda eşyaların simerik olup olmadığını kontrol ettik. Sorularımızı sırayla sorduk, araya başka bir mevzu girmesin diye çaba harcadık, çok yorulduk. Böylesine bir dörtgenle bir daha röportaj yapmayı düşünmek bile istemem. Sorduğum sorulara müdahale ettiği bile oldu.




Ve karşınızda dörtgenler ve geometri camiası tarafından çok sevilen, kare. (Artık bu kadar eleştiri yapsam da, giriş güzel olmalı, patron kızsın istemem.)

Kenarlarınızın hepsi aynı boyda mı?

Evet, aynı boyda. Bunun böyle olmasını özellikle ben dikkat ederim. Kenar seçerken, birbirinin aynı olmasına hep özen gösteririm. Biraz bu konuda titizimdir.

Bu halinizle bütün açılarınız 90 derece olur, değil mi efendim?

Elbette. Bakıyorum da, dersinize iyi çalışmışsınız. Bütün özelliklerimi biliyorsunuz. Hani benim zaten kenarlarım eşit olduğu için, haliyle açılarım da aynı ve 90 derece olur.

Köşegenleriniz için ne düşünüyorsunuz?

Köşegenlerimi seçerken de, tıpkı kenarlarımı seçerken gösterdiğim hassasiyeti gösteririm. Bu konuda anneme çektiğimi söyleyebilirim. Sürahi babaanne kadar inatçıydı, rahmetli. Neyse efendim, neyse. Ne diyordum, evet, köşegenlerim de birbirine eşittir. Eşit olmazsa içime sinmiyor. Her şey birbirinin aynısı olsun istiyorum. Bir de biraz bende simetri hastalığı da var efendim. Ama, emin değilim.

Köşegenleriniz kendi arasında 90 derece oluştururlar, bu duruma ne demeli?

Köşegenlerimi kendi kenarlarım kadar severim. Onları bir araya getiren bir açılarının olduğunu görmek, beni öyle mutlu ediyor ki, anlatamam. Özellikle 90 derece olması da, ayrı bir sevinç kaynağı tabii. Nerede bir dik üçgen oluştuğunu görsem, kendi kendime şarkı söylemeye başlarım. (gülüşmeler)

Sevgili kare, diğer dörtgenler içindeki yerinizi nasıl görüyorsunuz?

Bakın, ben düzen ve tertip sahibi bir dörtgenim ve yapım bu. Aileme çok şey borçluyum ve onlara buradan teşekkür ediyorum. Bu halimle diğer dörtgenler içerisinden sıyrıldığımı ve onlardan farklı olduğumu hissediyorum. Yaşasın; düzenlilik, tertiplik ve simetrilik. (gülüşmeler)

Özel bir soru olacak ama, boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

Diğer dörtgenlerle bir kahvede toplanıp, geometrinin geleceğini konuşuruz. Baktık ki, bir yere varacak gibi değil, birbirimiz için getirdiğimiz kitapları okuruz . Sonra işte, epey okuruz. Elbette, bizim bir sürü kitabımız da var. Öyle sizin kahvehanelere benzemez. Diğer dörtgen arkadaşların hepsi de böyledir. Kitap okumadığımız zamanlarda ise, üçgen arkadaşlara uğrarız. Onlarla vakit geçirir, oyunlar oynarız.

Günlük yaşamda size nerelerde rastlayabiliriz?

Lambaların açma kapama düğmelerinde, defterler ya da kitaplarda, cep telefonlarında, ve bir sürü yerde bana rastlanabilir. Hepsinin şekillerinde biraz ben varım. Beni onlar var ettiler, canlarım.

Sayilar ve Aynadaki Monologlari

Cuma, Şubat 23, 2007
0 elemanlı yorum kümesi

-"Biz galiba basit bir hayat yaşıyoruz. Hayır hayır, sen değil daha çok ben. Sen hergün dört işlemde bulunuyorsun, ne bu böyle monoton manyak seni. Aynadakine dedim bunları. Sonra aynadaki küstü tabi. Özür diledim hemen, barıştık. Artık basit konulardan tartışmayacakmışız. Öyle dedi. " (3 ya da 5)

- "Birin yarısı kadar bile olamadın, doğru düzgün akla gelmiyorsun hala. Eline geçen üç kuruş parayla nereye kadar dayanabilirsin ki. Keşke, 1/2 olsaymışım. O zaman nasıl da rahat ederdin. Düşünsene herkes saymaya nasıl olsa birle başlıyor ve hemen akla ben gelirdim. Sonra hemen televizyon teklifleri, çarpım tablosunun üstünde sahneye çıkmak, diğer kesirlerle düzeyli ilişkiler. Ah, ah." (1/3)

- Çarpma işlemlerinde kimsenin seni umursadığı yok. Neymiş efendim, sonuçları değiştiremezmişim. Tamam bunu ben de biliyorum ama, ne diye üzerimi çiziyorsun anlamadım. Beni beğenmiyorsunuz diyeceğim; olmayacak, aptal bir karakter olacağım anında. Neyse neyse, bekletmeyim çarpma işlemini. Sonra işimden olacağım. (1)

Not: Yazarken Piyale Madra 'nın karikatürlerinden etkilendim. Hepsi, çok güzeller.









Monologlar ve Tekerlemeler

Baha Dürder

REMZİ KİTABEVİ

A kumesi ile roportaj

Pazartesi, Şubat 19, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
<---Klavye tuşları kümesi <---

Küme olmak fikri sizin miydi?

Evet, benimdi. Bu işi severek yapabileceğimi düşündüm. Çevremde gördüğüm benzer nesnelerin bir arada durmasını isteyen birisiyim ve bu yüzden küme olmaya karar verdim. Ailem de bunu anlayışla karşıladı.

B kümesini tanıyor musunuz?

Elbette. Birçok b kümesi tanıdığım var ve küme çalışmaları sırasında çoğunlukla bir araya geliriz. Kendisi çok iyi birisidir ve birlikte iyi bir ikili olduğumuzu düşünürüm.

Başka bir kümeyle kesişim oluşturmak için neler gereklidir?

Kesişim oluşturmak tam bir takım oyunu. Bu iş bana bağlı olduğu kadar, yanımdaki kümeye de bağlı. Çünkü taşıdığımız elemanlar söz konusu oluyor. Aynı elemanlara rastlarsak hemen bir kesişim oluşturup, tek bir kümeymiş gibi davranırız. Bazen bu kesişim sırasında gıdıklandığım bile oluyor ve bu yüzden birçok kümeyle kesişim yapmak istiyorum. Çünkü, gülmeyi çok seviyorum.

Kendi kendinizle kesişseniz mesela, ne olur?

Kendi kendimi gıdıklamış olurum ama, gülmem. Sadece yaptığım bu işlemi biraz komik bulurum. Sonuçta yine ben olurum çünkü.

Hiç alt küme olmak için başvuruda bulundunuz mu?

Hayır, vurmadım. Çünkü özgür ruhlu bir kümeyim ve tek başıma hakimiyet kurmak isterim. Elemanlarıma her zaman güvenmişimdir ve bu fikrimden vazgeçecek değilim.

Boş kümelerle işlem yapmak hoşunuza gidiyor mu?

Tabi ki hayır. Boş kümelerin yaptıkları işi sevdikleri söylenemez. Çünkü şimdiye kadar bir eleman sahibi olamadılar. Tembellik yapıyorlar hep, kahvelerde akşama kadar oturuyorlar mesela. Biraz da bu yüzden sevmiyorum. Ama yine de profesyonel kümeler olduğumuz için onları kırmak istemiyoruz ve işlemleri yapıyoruz.

En büyük hayaliniz nedir?

Evrensel küme olmak.

---> yaprak kümesi --->

Mektup var: Güzin Abla'ya

Pazar, Şubat 18, 2007
0 elemanlı yorum kümesi

Merhaba gözüm kenar abla. Köşenizi ailecek okuyoruz ve pek beğeniyoruz. Neyse işte, gözüm abla, böyle bir giriş yapmak istedim, diğer mektuplar gibi olsun dedim. Bir de böyle bir giriş yaparsam, beni diğerlerinden daha önce okursun diye düşündüm.Gözüm kenar abla, sana abla diyorum çünkü, ben 17 yaşında genç bir kenarım. Daha 17 ‘yim ama lütfen, siz de Teoman gibi küçümsemeyin. Ve beni dinleyin, çünkü kafam çok karışık.

Gözüm kenar abla, bundan 3 ya da bilemedin 4 ay önce bir üçgen kafede yemek yerken, çok yakışıklı bir kenarla karşılaştım. Birbirimize aşık olmamamız için hiçbir neden yoktu. Biz de eros’un bize verdiği yetkiye dayanarak, hemen birbirimize koştuk, sarıldık. Neler oluyor, demeden kare bir alandaki kırlara koştuk. Hiç durmadık, çiçek toplamak, bir üçgenin köşelerini izlemek, sinemaya-tiyatroya-konsere gitmek gibi etkinliklerde bulunduk. Çok mutluyduk. Ama işte, gözüm abla bu mutluluk kısa sürdü çünkü onu, bilmediğim bir üçgende başka bir kenarla yakaladım ve oracıkta ayrıldık. Ama onu asla unutamadım çünkü karnımda onun acısını ve açısını taşıyorum.

Kenar Abla, şimdi kendisi bana dönmek istiyor, çok pişman olduğundan bahsediyor, daha çok şeyler anlatacaktı ama, kapıyı yüzüne kapattım ve kendi odama kaçtım. Hala dışardan sesi geliyor. Abla bana acele bir cevap yazar mısın? Babam her an eve gelecek diye korkuyorum. Şimdi ne yapmalıyım? Kapıyı açmalı mıyım yoksa, aptal gururumla uzun yıllar yaşamalıyım?

Rumuz: umutsuz-kafası karışık-ama hepsinden önemlisi gururlu

Sevgili küçük kenarım,

Senin bu yazdıkların hiçte mantıklı gelmedi. Beni okumayı bırak, git kapıyı aç. Baban değildir, korkma. Çünkü, sevenler kapının yanından kolay kolay ayrılmaz. Ayrıca babandan korkma, iki kenar birbirini sevdikten sonra kimse onları ayırmaz. Kapıyı aç tekrar eski günlerdeki gibi olabilirsin, aranızdaki açıyı düşün bir de, bırak gururu. Bırak beni de okumayı, koş diyorum sana. Ne diyordum, hem sonra bu karnındaki açıya kim bakacak değil mi, brezilya mı burası, hangi dizi de yaşıyorsun sen, neyse neyse kapıyı açtın diye böyle konuşuyorum, sen bana bakma, kapıya bak. Ali ata baksın, sen kapıya bak. Bak kenar bak. Kenar eve gel. Koş kenar koş. Mutlu ol.

Eksisozluk.com ruhu

Perşembe, Şubat 15, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
sayılar1. yalnızlık kadar varlığı da belirtebilen, kendi alanında ilk olan sayı.

(acemi carpim tablosu- 06.06.2006)

2. birden sonra geldiği için hiç unutulmayan, insana zeki- metin, tom-jerry gibi karakterleri akla getiren sayı. (bkz: ikizlerin en sevdiği sayı)

(5 teyze benim evladim, sene bin dokuzyüz bilmem kaç)

3. uyarılan her insan hatırlatılan hakların sayısı.

4. okeyde oyuna başlamak için aranan sayı. (bkz: okeyde dördüncü aramak)

(ajan x- 1.01.2006)
5. – olum, dünkü golü izledin mi?
- izledim tabi.
- nasıl beşlik attık ama
- entry gibi konuşma olum
- tamam dur buna bkz. veriyim, komik olsun.

(hipotenus amca, 01.01.1999)

Çarpım tablosu ile komik röportaj

Pazartesi, Şubat 12, 2007
3 elemanlı yorum kümesi
Çarpım tablosuyla, çarpma işleminin yapılmadığı ve deniz gören bir lokantada buluştuk. Sorularımızın bazılarını pek ilginç buldu ve hepsini bir bir cevapladı. Tabi ki çarpma işlemlerinden konuştukça konuştuk. Söyleşi sonunda yazı bitimindeki çarpım tablosu oyununu oynadık.

Tablo olmaya nasıl karar verdiniz?

Çarpma işlemlerini çok seviyordum. Ve bu işi yapmak istedim.


Neden seviyordunuz?


Bir sebebi yok, karşılıksız yani. Sonra sonra, birçok çarpma işlemlerinde bulunmaya başladım ve artık aklımdan bile işlem yapar hale geldim. Ve çarpma işlemlerindeki dağınıklığı fark ettim. Sonra bütün bu işlemler arasında gizli bir bağ olduğunu gördüm. İşte, hepsini bir araya getirmek için büyük uğraş verdim.

Matematik içindeki yerinizi nasıl buluyorsunuz?

Önemli buluyorum tabi ki.

Ne kadar önemli?

Çok çok önemli. Çarpma işlemleri üzerinde oynanan büyük oyunları anlayabilmek için bana herkesin ihtiyacı var. İki ve daha çok basamaklı sayılardaki çarpma işlemlerinde yine akla ben gelirim. Bu yüzden bu kadar önemliyim.

Sürekli göz önünde olmak sizi rahatsız ediyor mu?

Şöhret olmadan önce daha rahat bir yaşantım vardı tabi ve şöhretin getirdiği problemlere alışmak kolay olmadı. Ama zamanla alışıyorsun bunlara ve matematik camiasına hizmet için var olduğunu anlıyorsun. Şimdi göz önünde olmak hoşuma bile gidiyor.

Sizi ezberlemek isteyen öğrencilere ne tavsiye edersiniz?

Çarpma işlemlerinde sayılar arasındaki fark etsinler ve bir işlemle başka bir işlem arasında bağlantı kursunlar. Günlük hayatlarında uygulamaya çalışsınlar, mesela bonibon yerken, misket veya futbol oynarken sayıları kullansınlar. Bir de sürekli tekrar etsinler.

Tablo olmasaydınız eğer, ne olmak isterdiniz?

Abaküs olmak isterdim. (gülüşmeler)

Yerel haberler

Perşembe, Şubat 08, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
-Sayı doğrusu karayolunda meydana gelen kazada biri ağır, iki sayı yaralandı. Başlangıç noktasının sağından hareket eden otomobil içindeki 3 sayısı, karşı yönden gelen -5 sayısı ile çarpıştı. Aşırı hız ve alkollü araç kullanımı bu kazanın başrolleri arasında yer alıyor. Yaralılar, abaküs sağlık hizmetlerinde tedavi altına alındı. Kayıbın daha çok 3 sayısında meydana geldiği saptandı. (aylak abaküs ajansı- yol kenarı)

-Denklem Büyükşehir Belediyesi tarafından geleneksel hale getirilen ve sayılar arasında kardeşliğin yardımlaşmanın ve paylaşmanın en önemli örneklerinden olan aşure dağıtımı yapıldı. Cuma Namazı çıkışında Ulucami’de yaklaşık 4 bin kadar sayı vatandaşlarımıza dağıtılan aşureye ilgisi büyüktü. Belediye Başkanı Ahmet Dokuz da vatandaşlara aşure dağıttı. (aylak abaküs ajansı- cami önü)

Birinci dereceden bir bilinmeyenli denklemler' den X

Pazartesi, Şubat 05, 2007
0 elemanlı yorum kümesi

Bu hafta X sayısını konuk ediyoruz. Kendisini bulmak epey zaman aldı. Ama buna değdi. Kendisiyle ilgili çok özel ve çok gizli bir söyleşi yaptık. Söyleşi sırasında X sayısının gizemli kişiliğinin altında yatan kocaman bir kalp olduğunu farkettik. Kendisini pek sevdik.

Denklemdeki kimliğinizi saklamak konusunda çok iyisiniz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Aslında mesleğim gereği böyle davranmak zorundayım. Denklem şehrinde çok tanınıyorum elbette ama, sürekli değişebileceğim için, beni tanımak bile istemiyorlar. Ama sonunda dayanamıyorum ve denklemde eşitlik sağlandığı vakit kimliği açıklıyorum. İşte sonra, saklambaç oynayan çocuklar kadar seviniyorum.

Bir denklem şehrinin en çok hangi yanını beğeniyorsunuz?

Biliyorsunuz, denklem çok büyük bir şehir. Bilinen tarafları ve bilinmeyen tarafları var. Ben daha çok bilinmeyen taraflarını seviyorum. Bu sevgim de bilinmeyene olan merakımdan kaynaklanıyor.

Denklem şehrindeki yerinizi nasıl görüyorsunuz?

Bu şehirde yaşamak beni farklı kılıyor, bu kesin. Düşünsenize, benden başka herkesin sayı doğrusunda bir yeri var, sonra belirgin bir hayatları var ve herkes gibi yaşıyorlar. Şehirde ikamet ettikleri yer de belli. İşte biraz da bu yüzden yerim farklı. Kendimi sadece burada bu kadar özgür hissedebilirim.

Denklem şehrinde olmak sizin için bu kadar önemli mi?

Özgür ruhlu bir ifade olmama rağmen, engel olamadığım bir his var: bir şehre ait olmak. Şehir biraz da, kendinizi tanımlamakta yardımcı oluyor, ondan yardım alıyorsunuz. Bu yüzden denklem şehrinde olmak benim için çok ama çok önemli. Başka bir şehre taşınmayı hiç düşünmedim.

Bilinmeyen bir ifade olmasaydınız, hangi sayı olmak isterdiniz?

Aslında pi sayısını eskiden beri çok severim. Çok büyülü bir sayı. Pi olmak isterim. Yalnız bu sorunuz da bir hata var, ben zaten bir sayıyım. Sadece kimliğim bilinsin istemiyorum o kadar.

Kesirli sayı ya da diğer sayı camiasından hiç teklif geldi mi?

Evet, her zaman geliyor. İsmimi vermek istememe rağmen matematik ifadelerinde önemli bir yere sahibim ve bu teklifleri doğal karşılıyorum. Ama denklem şehrinde çok mutluyum ve ayrılmayı da düşünmüyorum.

Magazin haberleri

Cumartesi, Şubat 03, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
KENDİSİ HAKKINDA SÖYLENENLERE NEDEN BU KADAR BAĞIRIP ÇAĞIRIYOR? NEDEN TELEVİZYONDA PROGRAM YAPMIYOR? 1/2’DEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR!.. *

Matematik TV adlı kanalda “Kesir Show” programına konuk olan 1/2 çarpıcı itiraflarda bulundu!.. *

Kendisine yıllardır yapılan “yarım kesir” yakıştırmasını hiç beğenmediğini söyleyen 1/2, “Benim yaptığım işin adı yarım değil, ben de yarım yapan kişi değilim. Zaten yarım yapan kişiye de yarım kesir denmez” dedi!..

*Üslü sayıların en popüler sayısı olmasına rağmen televizyonda neden program yapmadığının sorulmasına üzerine 1/2, “Bidolu teklif aldım ama televizyonda başarılı olacağımı sanmıyorum. Televizyonu bir türlü sevmedim ve hiçbir zaman acaba yapsam mı diye de düşünmedim” dedi!..*

aylak abaküs haber ajansı (aptallara güzel gelen haberler servisi)

* Başlıklar her zaman kırmızıdır. Çok önemli imajı verir, küçük beyinli okurlara. Bilerek seçilir.* Asıl yazıdan önce, bir sürü gereksiz cümle sıralar.* O kadar konuşmanın arasından işine yarayanı seçer, yani en gereksiz olanı bulur.* En sona bırakır, başta çok önemli dediklerini ve görüldüğü gibi hiçte önemli değildir bu.








Televizyonda Haberin Magazinleşmesi

Hakan Ergül

İLETİŞİM YAYINLARI

Yemek tarifi: Aşure

Perşembe, Şubat 01, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
Aşurenin pek tarifi olmaz aslında, ama yine de biz bir bilene, istemeden de olsa, sorduk.

Malzemeler

Kesirli sayılar, Ondalık sayılar, Üslü sayılar, Kazanlar ve kazanların yakın komşusu tabaklar

Yapılışı

1) Ondalık sayılardan oluşan küme kazana atılıp, pişmesi beklenirken, diğer yandan üslü sayılar kümesi ayıklanmaya başlanır.

2) Ayıklanması uzun sürebileceği için, o sırada çalan kapıya, telefona bakılır. İyice uzar bu iş. Kapıdaki kapı komşu bizi karşılar, sanki kapıyı biz çalmışız gibi. Elindeki aşure boşaltılır. Hoş-beş edilir. Ocakta yemeğim var, denir. Komşunun evde aşure yapıldığını tahmin etmesi beklenir bir de. Sonra komşu, gelir ve evet, bizim aşureyi görür.

3) Buradan sonrası komşumuza aittir. Bütün sayıları birbirine karıştırır hemen. Bu iş bu kadardır ya da biz bu kadarını anlarız çünkü, nasıl yaptığını pek belli etmez. Biz bütün kümelerin bittiğini ve kazanın içinde kaynamaya başladıklarını biliriz. Sonra komşumuzla kaynatmaya başlarız. İşte kaynanalarımızdan filan bahsederiz. Aşureler afiyet olur, sonra.

Mektup örneği: Sayı sayma karmaşası

Perşembe, Şubat 01, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
Sevgili bir,

Benim askerde olduğumu biliyorsun ve muhtemelen günleri de sayıyorsun ama ben yine de kaç günüm kaldığını yazmamalıyım. Hayır, senin bu sayıyı karıştıracağından korkmuyorum. Bunu yazmıyorum çünkü, bu sayıyı ben karıştırdım. Dur, onu da anlatayım sana.

İlk gün defterime bir yazdım ve her şey yine seninle başlamıştı. Ve sırf bu yüzden bile sevinebiliyordum, düşünebiliyor musun sevdiğim? Ertesi gün olduğunda defterime iki yazmak istemedim . 2 başkasının sevdiği olabilir diye değil, sırf seni hatırlamak için 1 yazdım. Dünkü heyecanım aklıma geldi, sonra bir kalem ve bir defter geldi. Ben hep bir yazdım, yani seni. Sonra bu birler çoğaldı. Artık her gün için 1 yazmayı bırakmıştım, her saat için de bir yazmaya başladım. çünkü sevdiğim ben başlamayı seviyorum, seninle başlamayı. Askerde çok çabuk tükendiğimi hissettiğim de oluyor ama böyle zamanlarda bir yazıyorum ve evet bildin, baştan başlıyorum.

Sen hep başlangıcım ol, olur mu?

Kaç günüm kaldığımı arkadaşımdan öğrenirim artık sen meraklanma. Hem o ikişer ikişer sayıyor, karıştırmamıştır herhalde. Neyse, sen yine de yaz olur mu? Kaç günüm kaldığımı değil, beni ne kadar sevdiğini yazarsın, ben de kaç günüm kaldığımı saymışsın gibi sevinirim. Ama bu miktarı yazarken 1 ‘i kullanma olur mu, mektup biraz uzun sürer, diye.

Sevgiler, kıdemli birbaşı abaküs

(mektubu bitirir, kocaman 1 yazar arkasına, sonra da yakar. çünkü bugün onun son günüdür.)

Sitenin yazarı

Erdinç Korkmaz