Herkesin üçgen şapka taktığı çok çok uzaklardaki bir matematik köyünde yine rutin işlemler yapılan bir günde, yapılan işlemleri sorgulayan tek bir kişi vardı.
Köy halkı hiç kimseye 'üçgen şapkalı' demeyi tercih etmiyordu. Oysa hepsi üçgen şapkalıydı ama bunu çaktırmamak için üçgen şapkalı olmanın bahsini hiç mi hiç etmiyorlardı. Tek bir kişi, tek bir gün, belki de tek bir an (ki bu konuda halen çeşitli söylentiler vardır) buna cesaret edebildi.
Köyün bilge adamı işlemleri sorgulayan kızla uzun uzun sohbetin ardından ona 'Kızım bak ben sana üçgen şapkalı olamazsın demedim, üçgen olamazsın dedim.' diyerek hem vurgulaması gerekeni çok güzel vurgulamış, hem de kızın kafasını iyice karıştırmıştı. Sonra gönül rahatsızlığıyla arkasına yaslandı.
Ertesi gün köyde herkes artık küçük kıza 'Hey üçgen şapkalı, nükleer şapkalı kız hakkında ne düşünüyorsun, eheheheeeheh' diyerek onunla alay etmeye başladılar. Saf kız ise yine saf saf 'Bush yaşadığı sürece sağlığı açısından tehlikeli olacağını düşünüyorum.' diyerek cevap veriyordu.
Yine de tüm bu sorgulamalarına rağmen üçgen şapkalı kız yapması gerekeni yaptı. Daire babaanesine çörek götürdü, yolda kurda yem oldu. Dikdörtgen gelip onu kare kurdun midesinden çıkardı.
Masal her yeniden başladığında sonun aynı olacağını bilen üçgen şapkalı kız, bu masalı sorgulamanın da masalın bir parçası olduğuna inanmıştı artık.
(resim)