Yarışma ilerliyor, seyirciler olur olmadık eylemleri alkışlamayı sürdüyordu ama bir kişinin rastlantı veya kesin olmayan olaylarla uğraşan olasılıktan bahsettiğini görmüyordum. Ve benim çıkıp bunları söyleme ihtimalinin sıfır olmasına üzülüyor, Hamdi gibi bir telefon arkadaşlığı yapmadığıma içerliyordum.
Kutularda saklambaç oynayan yüksek meblağlardan hangisinin geleceğini saptamak imkansızdı. Bununla birlikte kutudan hangi paranın çıkacağını öngörmek, pozitif veya nötr enerjiyle değil, olasılık teorisi ile olanaklıdır.
Olasılık teorisi, 17 yy. başlarında rulet ve iskambil gibi oyunların tahmini sonuçlarıyla başladı. O zamandan bugüne değin birçok matematikçi bu teoriyi genişletmek için katkıda bulundular. Bununla beraber, olasılığın uzun ve hareketli geçmesine rağmen, bu teori 1920’li ve 1930’lara kadar belirlenemedi. Çoğul olasılık kuramı denilen bu belitik gelişme olasılığın kavramlarına bir kesinlik getirerek matematiksel bir modele oturtulmuştur. (Teori ve Problemlerle Olasılık- SeymourLipschutz)
Olasılık örnek uzayında yer alan olumlu olayın/olayların sayısının bütün olayına/olaylara oranlamasından elde edilen bir değerdir. Tabi olumsuz olaylarda da bu geçerlidir. Buna göre, büyük ödülü kazanma şansı her kutuda değişiyor ve kutular açıldıkça bu şans sürekli artar. Tabi en büyük miktara sahip kutu açılmamışsa.
Olasılık hesaplamalarını yaparak karar veren yarışmacılar olsun istiyorum. Pozitif enerji gibi zırvalıklar bu şekilde son bulabilir. Ama bu bile kolay para kazanmak gibi aşağılık bir duyguyu hafifletebilir mi, bilemeyiz.