google-site-verification=Q6ZwQRXiOaJnqS-cgg4nFfP_c10yadaNmmrIUXuvb9w Aralık 2007 | aylak abaküs*



Icon
Icon
Icon
Icon
Icon
Icon

Yılbaşı Eğlencesi İçin Özel Hazırlıklar

Cumartesi, Aralık 29, 2007
3 elemanlı yorum kümesi
Yaklaşan pespaye yeniyıl sevinci ile birlikte anlamsız heyecanlar gibi, tüketim çılgınlığı da artıyor. Süslemelerle dolu vitrinlerin önünde yaşanan bir hayat, bizleri kapıda karşılayan ve israfın sembolü olan bir adet noel baba ve onun belirsiz geyikleri ve geyik sohbetleri... Ardından indirim fırsatları da olmaz mı, olur tabi.

Kümelerin yaşadığı şehirlerde bunlar alışılmış birer fotoğraf kareleri gibi her yerde. Hazırlıkların bitmesiyle başlayacak olan seviyesi düşük yılbaşı eğlenceleri ise sabırsızlıkla bekleniyor.

İşte yeni kurulan bir şirket, bütün bu fırsatı iyi değerlendiriyor. Amaçları sahip olunan bütün elemanlara bir iki gün emanet olarak almak. İşte, kümelerin daha rahat vakit geçirmesini sağlamanın peşinde olduğunu söylüyorlar. Yılbaşı gecesi kümelerin sahip olduğu elemanlara gözü gibi bakacağına söz veriyor.

"Elemanın Bizim de Elemanımızdır!" sloganının etkili olması bekleniyor.

Bidolu Noel Baba 'dan oluşan Noel Babalar Kümesi ise, ne yapacağı konusunda henüz kesin bir karar veremedi. Saat tam 24:00 'de bir sonuca varmaları bekleniyor.

Neol Babalar kümesinin 2008 yılı için yayınladığı bildiride yer alan bazı mesajlar var. Onlar da şöyle:


- 2008 yılında bütün kümelerin evrensel küme olmasını diliyoruz!
- Kümelerin bir araya getirmek için uğraştığı elemanların hiç ayrılmamasını istiyoruz!


Yeni Mim Dalgası: Blog Yazarlığı Hakkında

Perşembe, Aralık 27, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
Aylak Abaküs 'ün blog yazarlarının ne yiyip ne içtiğini merak etmek yerine başkaca sorular bizi bulabilirdi ve buldu da. Biz de oturduk yanıtladık.


(photo by striatic)

1- Blog yazmaya ilk defa nasıl başladım?
Solar: Önce Spaces'de kişisel blog tutmaya başladım sonra Blogspot'a geçtim.
Yetenek avcısı Aylak Abaküs beni orada keşfetti,
sağolsun beni buraya çağırıp ihya etti:)
A. Abaküs: Blog sitesinin ne demek olduğunu keşfetmekle başladı sanki.
Tabi, bunu öğrenebilmek için de, bir arkadaşımın şunun gibi bir blog sayfası olması
lazımdı. (Böylelikle sizin de bir sayfanız oluveriyor, evet bu böyle.)
2006 Yazı gibiydi ve kişisel günlüğümü açtım ve olaylar gelişti.
Blogger ile arkadaş olmak sahiden hoşuma gidiyordu.
Bir kere bütün dertlerimi sabırla dinliyordu, beni anlıyordu.
Ama sonra, abesle iştigal etmenin pek keyif vermediğini gördüm.
Kapattım. Günlük olaylardan çok, içerik peşinde olmalıydım.
2- Blog yazılarımın konusu belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum?
A. Abaküs: Evet, sadece basit mizah yazılarım olsun istemiyorum.
Bu yazıları Umut Sarıkaya gibi güzel insanlar yazıyor zaten.
(Gidin uykusuz dergisi alın okuyun.)
İstiyorum ki, içinde biraz da olsa sayılar olsun,
sonra üçgenler, kareler filan.
Bunlar olmadan “tamam süper olmuş” şeklinde bir sesi bulamıyorum,
onu kaybediyorum.
 Solar: Bu blog için evet; kişisel blogum için hayır.
Burada yazdığım yazının ilk olarak okunabilir
ve bir şekilde matematikle alakalı olmasına dikkat ediyorum,
ikinci olarak da başarabilirsem eğlendirici olmasına:)
 Kişisel blogumda ise beğenilme kaygım yok,
o an ne düşünüyorsam onu yazıyorum (
bi’ ara yazıp sonradan bloga aktarıyorum ya da).
3- Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?
A. Abaküs: Bazen, evet.
Solar: Hayır. Gün içindeki aktiviteler için blogdan feragat ediyorum
ya da böyle düşününce rahat hissediyorum kendimi diyelim:)
4- Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
Solar: Eh eh, adımız üzerinde bakınız 'aylak' diye:P
Şaka bir yana, Aylak Abaküs'te uzun süre yeni bir yazı görmeyince üzülüyorum,
ama şu da var; niteliksiz içeriktense az ama öz yazı olması daha iyi.
Buranın bir misyonu var sonuçta:) Yine de eğlenceli diyebilirim,
çünkü biz kalabalık olmasak dahi eğlenceli bir ekibiz.
A. Abaküs: Blog yazmayı zorunluluk olarak düşünmemeye çalışıyorum.
Düşündüğüm zamanlarda ise, internetle arama mesafe koyuyorum,
tam da o sırada “dön bak dünyaya” şarkısı başlıyor, onu dinliyorum,
pinhani ile beraber söylüyorum,
bir de gerçekten doğru söylüyorum.
5- Blog yazmayı daha ne kadar sürdüreceğim?
Solar: Evimde sorunsuz bir bilgisayar ve internet bağlantısı olduğu sürece.
Yanında bir de kahveye hayır demem:)
 
A. Abaküs: Bunun için, ya sayılarla ya da geometri çalışanlarıyla küsmem gerekiyor.
Ama önce hangisiyle küsmeliyim; buna karar veremiyorum.
Bir sonuca varmam Demirel ‘in siyaseti bırakması kadar uzun sürer gibi.

Sevgili Ege Mavisi 'nin isteği üzerine hazırlanmıştır.

Hangi işlemsiniz?

Pazar, Aralık 16, 2007
1 elemanlı yorum kümesi
Doğduğunuz ayın denk geldiği işleme bakarak işlemlik özelliklerinizi öğrenebilirsiniz, buyrun...

Ocak-Mart, Toplama İşlemi:

İşlem sizin için 'eğlence' demek. Sayılarla birarada olmaktan hoşlanıyorsunuz. En ufak bir şeyden bile kendinize mutluluk çıkarmak sizin için çocuk oyuncağı; hatta sizin için sayı demek mutluluk demek. Ancak bu şekilde davranmanız diğer sayıların sizi çokta ciddiye almamasına neden olabilir, bizden söylemesi...

Nisan-Haziran, Çıkarma İşlemi:

İşlem sizin için 'iş' demek. İşlemlere katıldığınız andan itibaren 'bitse de gitsek' tadında yaklaşıyorsunuz olaya. Fakat unutmayın ki işlemler sizin hayatınızın çok büyük bir kısmını oluşturuyor. Diğer sayılarla da duygu ve düşüncelerinizi paylaşmalı, bulunduğunuz ortamın güzelliklerini görmeye çalışmalısınız, yoksa zaman geçmek bilmez...

Temmuz-Eylül, Çarpma İşlemi:

İşlem sizin için 'stres' demek. Çok gerginsiniz. En ufak bir problemi bile büyütüp kendinizi harap ediyorsunuz. Unutmayın ki keskin sirke küpüne zarardır. Bazı olayları görmezden gelmeyi öğrenmeli ve biraz daha sakin olmalısınız. Böyle davranarak bütün sayıları kendinizden uzaklaştırıyorsunuz. Ha bir de, sinir stres nereye kadar yani...

Ekim-Aralık, Bölme İşlemi:

İşlem sizin için 'hayal kurmak' demek. İşlemler esnasında kendinizi bir oyundaymış gibi düşlüyorsunuz. Fakat bu işlemler sırasında zaman zaman inanılmaz hatalar yapmanıza yol açıyor. Biraz gerçek dünyaya dönmenizde büyük yarar var. Uçuk fikirleriniz sayesinde siz de epeyce bir uçmuşsunuz...

Galiba en güzeli bütün işlemlerin güzel özelliklerini biraraya getirip dört işlem olabilmek ha, ne dersiniz...

Nüsuf Cüzdanını Kaybedenlere Yardım Dernegi

Çarşamba, Aralık 12, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
Ünlü hayırsever Sami Dikdörtgenoğlu tarafından geçtiğimiz günlerde derneğin açılışı yapıldı. Açılışa çok sayıda davetli katıldı. Nüsuf cüzdanlarını kaybedenlere haksızlık yapıldığı dile getirildi, sonra da yapılacak çalışmalar şöyle sıralandı.

  • Kimliğini kaybeden arkadaşlar en çok diğer geometrik şekillere benzetiliyor. Bunlardan ilki paralelkenarlar… Dikdörtgenler paralelkenarlara asla benzemezler. Kimliğimizi kaybedebiliriz ama, bizi biz yapan özelliklerimizi asla! Paralelkenar arkadaşlardan bir farkımız var bizim. Biz paralelkenarların dik açılarla bezenmiş haliyiz. Bu unutulmayacak. Kimliğini kaybeden arkadaşlar da yanlarında açıölçer bulunduracak, bu yanlış düşünceye bir son verecek.

  • Kare dostlarımız ile yaşadığımız benzerlik var bir de. Ama tabi, kenar ölçüleri konusunda biz onlar kadar titiz değiliz. Bizim için kenarlarımızın hepsinin eşit olması gerekmez. Bunu kanıtlamak için, tabi ki yanımızda cetvel taşımalıyız!

  • Alanımızın ve çevremizin nasıl hesaplanması gerektiğini bilmeyen kimseler var hala! Bundan ötürü yanımızda formüller kitabını taşımalıyız! Tabi bütün bu formülleri kanıtlamak için de cetvellerimizi kaybetmemeliyiz. Tam olarak bunları yapmalıyız, evet.

Gecenin sonunda dikdörtgenler ile ilgili şu dikdörtgen oyunu ve bu dikdörtgen oyunu adlı oyunları oynadılar.

Davete katılmak isteyenlere girişte kimlik araması yapılması ise,
hayli dikkat çekti.

Çocuklar için Matematik Oyuncakları

Cumartesi, Aralık 01, 2007
0 elemanlı yorum kümesi
Oyuncakların çocuk gelişimi üzerindeki etkilerinin elbetteki pek bi' olumlu olmasını isteriz. Matematik eğitimi düşünüldüğünde de bu toz pembe tablo karşımıza çıksın diye bekleriz. Bundan ötürü ortaya çıkan ürünler hayli sevimli. (Bak: Matematik oyuncakları-1 ve Temel Matematik Oyunu ve bir de Sayılı Oyunlar)

Şimdi de youtube' a bağlanıyoruz. İlk konuğumuz Lonpos piramiti. Tetris gibi işliyor sanki. Bu yüzden oynaması kolay gibi.



İkinci olarak kuklalar akla gelebilir. Ak sakallı dedeleri görmek pek sevindirici, mesela.



Son olarak sloganımızın "kendi oyuncağını kendin yap" olduğunu unutmadan söyleyelim.

Sitenin yazarı

Erdinç Korkmaz