Hesap Makinesinin Komik Kişisel Günlüğü
Perşembe, Şubat 21, 2008
Aşkımla zaman zaman işte böyle bir araya geliriz. El ele tutuşuruz, güzel şeyler düşleriz. Mesela, birbirimize kaç defa ‘seni seviyorum’ dediğimizi hesaplamak isteriz. Bunun cevabını birlikte vermek isteriz, diğer makine arkadaşlardan özür dileriz, biz bize benzeriz, biz hep beraberiz, dijital bir halde birbirimizi severiz.
19:49
Üzerimize renkli renkli tuşlar döküldüğünden beri bu haldeyiz, biz. Bir sürü sayı taşımakla görevliyiz, sade bununla değil, matematikteki diğer sembolleri de, mesela artıyı ve eksiyi ve onun diğer arkadaşlarını kollayıp gözetiriz. Olsa olsa bunlarla süsleniriz, örtünürüz herkesi etkileriz. Sonra bunlarla başlarız çalışmaya. Topla, çıkar, çarp, böl ya da tam tersi. Bütün bunlardan sonra bir türkü uydururuz. "Yeter güzelim yeter, iki iki dört" gibi. Bunu bizimle çalışan parmaklar duyar sadece, ama hayır onlar söylemezler, evet çünkü sesleri kötü ve bizim kadar çiğ köfte ile arkadaşlık etmemişler, işte bu yüzden yalnızca şıkırtılar çıkarır onlar ve bu türküye eşlik ederler. Bir gün el çırpmalarına da izin verebiliriz ama önce şu işlemleri ve ödevleri bitirmeliyiz; annemiz, babamız, teyzemiz ve diğer tanımadığımız akrabalarımız kızmasın.
07:57
Bir problemde hangi işlemlerin kullanacağına aklımız ermez bir türlü. Tek derdimiz budur bizim. Yoksa var mısın yok musun da birinci olmak, futbolda türlü türlü turları geçen takımların olması, dizilerin mutlu sonla bitmesi umrumuzda değil. Hem zaten bunlar kimsenin umurunda olmamalı. Başka örnekler bulmalıyım. Ama önce, şu benden istenen sonuçları bulmalıyım. Tamam şimdi oldu. Ne diyordum, hangi işlemlerin yapılacağına karar veremeyiz, emirkuluyuz.biz.
15:55
Birtakım rutin dört işlemi tekrar etmekten, evet tekrar etmekten, işte böyle tekrar etmekten korkanları kurtarmaya çalışırız. Bundan sonraki hedefimiz monoton bir hayat yaşayanları kurtarmak olmalıdır. Bunun için önümüze bir hedef koymalıyız, Fenerbahçe’den önce başarıya ulaşmalıyız.
23:43
Bizi kullananların zihinsel yöntemlerini engelleyip engellemediğimize bir türlü karar verilemez. Aramızda toplandığımız zamanlar, ülke sorunlarından değil de, her seferinde salak gibi bu konuyu ele alırız. Halbuki ülke sorunları daha çözümsüz, bu konudan bir gün vazgeçmeliyiz.
11:21
Biterken, ben sensiz sayı doğrusuna düşmanım çalıyordu, şimdi hala çalıyor. Bitmeden gidip biraz 029 okumalı, bitirmeli, blogun dibini görüp kahraman olmalı.
Rüya Tabirleri: Spiral Biçimdeki Hareketler Çizmek
Cuma, Şubat 15, 2008
[foto: micampe]
Nerede olduğumu başlarda anlamamıştım. Kulağımda Feridun Düzağaç vardı ve belli ki onu dinliyordum ve muhtemelen söylerken ona eşlik ediyordum, şarkıda söylenenleri hemen yerine getirmek istiyordum. Tatlı bir sarhoşluk beni sarmaya başladı sanki ve bu halde dönmeye başlıyordum, tıpkı dünya gibi. Dönmeye başlarken onun albüm cd ‘sinin üzerinde olduğumu fark ettim birden. Ne yapıyordum ben bunun üzerinde, FD görse neler düşünürdü kim bilir? O düşünmeden bunları ben düşündüm. Bunun üzerinden çabucak kurtulmalıydım. Merkezden dışarıya doğru sakin sakin koşmaya başladım, sözüm ona cd üzerinde değilmişim gibi. Bu arada hızımın sabit bir hız olmasını istiyordum, çünkü bütün enerjimi bir anda boşaltacak değildim. İşte derken cd’nin merkezi etrafında eğriler çizdim hep. Bir sürü eğrim oldu. Şu doğru zaman, doğru yer hikayesi denen şey gerçekleşmiş olabilir mi, yoksa nerde yazılır bu kara bahtın reçetesi?
Sevgili böceğimiz, öncelikle bu rüyada yaptığınız hareketlerden anladığımız kadarıyla istemeden de olsa bir spiral çizmişsiniz. Bunu başarmak hayli zordur, kendinizi tebrik edebilirsiniz. Aklıma gelmişken spiralin Arşimet ‘in zevk için çalıştığı bir geometrik şekil olduğunu söylemeliyim. Doğada bu şeklin örnekleri elbette vardır; mesela, en çok deniz minarelerinde rastlarız. Sahip olduğu sert kabuk tam bir logaritmik spiral şeklindedir. Bu da gösteriyor ki, yakın zamanda yeni arkadaşlıklar başlayabilir. Pek sevimli bulduğumuz bu deniz canlısıyla kısa süreli de olsa bir beraberlik söz konusu olabilir. Hazır bir araya gelmişken FD şarkılarına birlikte eşlik edin. Hem böylece bütün bu hüzünlü şarkıları yalnız söylemekten kurtulacaksınız, kara bahtınız kısa süreli de olsa devre dışı kalacak. Eğer bu şarkıları söylemek istemezsiniz, bu deniz minaresini alıp kulağınıza doğru tutun, deniz dalgalarının söylediği ezgileri duymaya başlarsınız, evet. Bu sesin büyüleyici etkisiyle denize yerleşmeye karar vereceksiniz, bunun için annenizden izin almayı unutmayın. Tabi bir de FD 'den izin alın, çünkü onu dinlemeyi bırakıp, denizi dinlemeye başlamak ne kadar doğru olabilir, sorarım size.
Not: Bu yazı Matematiğin Aydınlık Dünyası adlı kitaptaki bir bölümden esinlenerek yazılmıştır.
Evine Haciz Gelen Bir Sayının Günlüğü

Sevgili Günlük,
Biz hani taksitle çocuklara altın abaküs almıştık ya, işte onun parasını hala ödemiş değiliz. Bu yüzden eve haciz geldi. Ama görevlileri iyi karşılayamadık. Tam da yemeğimizi yemiştik. Tabi, tabaklarımızı filan alırlar diye hemen bitirdik. İşte şimdi bir güzel tartışabilirdik.
Günlük, seni kandıracak değilim, bunu yapmadık. İzlediğim pespembe dizilerde tartışmanın işe yaramadığını görüyorduk. Biz de her gerzek tv izleyicisi gibiyiz, sen de biliyorsun. Her gördüğümüzü örnek almak zorundayız. İşte böylelikle aklımdan kanal değiştirdim ve tabi ki dişi yakarış geldi aklıma. Hani bunda başarılı olursam, televizyona bile çıkabilirim. Bu yüzden vakit kaybedemezdim. Hayali bir yönetmenden motor sesini duydum ve hemen başladım.
Memurlar durun. Sizin de çocuklarınız vardır, keşke onları da getirseydiniz, kardeş kardeş oynarlardı, neyse ne diyordum. Size göz yaşlarımı göstermiş miydim? İşte bakın. Sonra bu çocukların her biri küçük emrah' tan daha zavallı. Küçüğü büyüyünce kesirli sayı, büyüğü de ondalık sayı olacak. Bunun için hepsi. Yoksa trabzonsporun sahasındaki olaylardan çıkaracak değiliz. Lütfen. Rica ediyorum. Bakın birazdan arka fonda Emre Sayısaydın ‘ın şarkısı başlayacak. Hemen başlamayın. Bu şarkının çalmasını bekleyin. Lütfen! Sayı değerimi çiğnemeden yapamazsınız bunu.
Dedim ve müzik başladı. Artık onlar da ağlayabilirdi. İşte her şey yolundaydı. Ve böylelikle kurtulmuş olduk. Bir daha ki gelişlerinde ne yapsam diye kanallara bakıyorum hep. Böyle programlar iyi ki var be, günlük.
İyi ki.
Karelere yardım ve yataklık derneği çalışmaları

Geometri çalışanları arasında en titiz eleman olarak bilinen kareler, sonunda bir araya gelip, bir dernek kurdular. Haber merkezimize kendileri geldiler ve bize içlerini döktüler, diğer geometri elemanlarının dedikodusunu yaptılar. İşte bunlardan yorulduktan sonra da çalışmalarını anlattılar.
- Kenarlarımızın eşit olup olmadığını anlayabilmek için, otomatik ölçüm yapabilen metre takımı hazırlanacak.
- Aynı şekilde açılarımızın 90 derece olduğunu anlamak için otomatik açıölçerler hazırlanacak.
- Köşegenlerimizin uzunluklarını belirlerken zorlanıyoruz. Bu yüzden bir formül bulduk biz. Bu formül, bir kenar uzunluğu ile kök 2 sayısının çarpılmasıdır. İşte bu formülü herkese yaymak niyetindeyiz.
- Bizi kıskanan diğer geometrik şekillere karşı savaş açtık. Bize benzemeye çalışmasınlar. Mesela eşkenar dörtgenleri kınıyoruz. Ama boşuna çaba harcıyorlar, kimse bizim gibi titiz olamaz. Biz dernek olarak bütün eşkenar dörtgenleri ziyaret edip, aramızdaki farkları anlatmaya çalışacağız.
Şimdilik bu kadar. Eylemlerimiz sürecek!Sevimli bir hayalet ve onun not defteri

- Perili köşkte sıkıldım. Hiçbir heyecanı yok artık, herkes numaramızı biliyor. İlk iş bu evden taşınılacak. Sayı doğrusunda yaşanılabilir, aslında. Hemen oraya uçarak hareket edilecek. Uçarken karşılaştığım kuşlar ve uçaklar ve süper kahramanlar rahatsız edilmeyecek.
- Sayıları korkutmanın yolu değişecek. Üzerimdeki kıyafetten etkilenmediler mesela. Bundan ötürü kendi tarzım yansıtılacak. Çünkü diğer arkadaşlarım gibi insan korkutmuyorum, bu unutulmayacak. Kıyafetlerimde sayılardan esinlenilecek. Ayrıca sayıların da insanlar gibi dış görünüşe önem verdiği konusunda tarihe not düşülecek.
- Basamak değerleri, sayı değerlerinden küçük olanlar tespit edilecek. Güçsüz oldukları için ilk onlar korkutulacak. Piyasa şartları ve küreselleşme hatırlatılacak. Matematik çalışmalarında yer almaması sağlanacak. Şaka tabi. Biz hayaletlerin asla ayırım yapmadığımız hatırlatılacak.
- Kendim için küçük bir seçim otobüsü kiralanacak. Fiyatta anlaşılmazsa, sevmediğim bir partinin seçim turuna katılmam gerekecek. Sonra da seçim meydanına toplananlar savuşturulacak. Parti liderinin gerçek yüzü açığa çıkacak. Oradan da gerekirse siyasete girilecek.
- Eğer, sayıları korkutmayı başaramazsam, ki böyle bir ihtimal her zaman vardır, o zaman casper ağabeyimizin yedinci göbekten akrabası olduğum söylenecek. İyi bir hayalet olduğum anlaşılacak. Toplama, çıkarma ve diğer işlemlerde sayılara yardım edilecek. Bir ücret talep edilmeyecek, ssk istenmeyecek. Emeğin hakkı savunulmayacak, hep işçi kalınacak, varsa tulumlar çıkarılmayacak.
(abaküs)
Şaşkın Bir Kümenin Not Defteri

- Şimdi ki elemanlar, şaşkın olanlarıyla değiştirilecek. Yeni gelen elemanlara göre bir isim seçilecek. En azından bana A kümesi demeyecekleri kesinleşecek. Taş kümesi ya da sayı kümesi gibi belirgin bir ismin olacak. Şaşkın küme ismi fena değil. Bu seçilecek.
- Alt küme olmak isteğini belirten bir dilekçe yazılacak. Evrensel kümeye bizzat teslim edilecek. Teslim sırasında padişahlara gösterilen hürmet esirgenmeyecek, tekrarlanacak.
- Benimle kesişmek isteyen kümelere bazı şartlar konacak. Artık bu şaşkınlığımı bir yana bırakmak istiyorum, evet. Önce elemanlara bakılacak, bu unutulmayacak. Ona göre muamele yapılacak.
(abaküs)
Çember ‘den kaçırılan çapın üçgendeki günlüğü
- Yarıçapı altın üçgene koymuşlar, ille de altın demiş. Altın dememiş mi, dememiş. Ben desem mesela bir ilk yapmış olur muyum, olurum. O zaman hemen diyorum. Dedim. Duymadın mı? Hadi şimdi ikile.
- Bana şimdiye kadar işkence yapılmadı ama, üçgen içerisinde yaşayan kenarların hepsi çok sıkıcı. Açılarıyla hep iş konuşuyorlar. Konuşurken mimiklerini kullanmıyorlar, hem sonra taklit yetenekleri de yok. Düşün, fıkra bile anlatmıyorlar. Bundan büyük işkence olamaz. Kendimi okulda hissettim. Öğretmenlerimin yarısı bu haldeydi. Onlara acırdım çünkü bu halleriyle bize hayatı öğretmeye çalışırlardı. Bunları üçgendeki kenarlara anlatsam mı? Yok yok, anlamazlar.
- Bu üçgen hakkında her şeyi zorla öğrettiler. Halbuki ben daha önceden biliyordum numarası yaptım. Okulda öğrenmiştim dedim, inanmadılar. Şöyle bir gezintiye çıktık ve açılarının toplamının kaç derece olduğunu, alanının nasıl hesaplanacağını anlattılar. Ben bu bilgileri istemediğimi söylediğim halde devam ettiler. Önüme bidolu üçgen sorusu bıraktılar. Çöz çöz bitmiyor. Çözemediklerimi yemeği düşünüyorum ama bu seferde akşam yemeğimden olur muyum diye merak ediyorum. Bütün soruları düşünceli bir halde bitiriyorum. Okuldaki eğitim sisteminden bir farkı var mı buranın, karar veremiyorum.
Televizyon Rehberi: Ve insan Örneği (O An 'lar)
Cuma, Mayıs 25, 2007
Haydarpaşa’ya benzer bir tren istasyonu… Trenler her zamanki gibi yavaş yavaş evlerine dönmeye bakıyor.. Evde bekleyen karıları veya kocaları veya çocukları var.. Arkasında bıraktıkları tren raylarından başka unuttukları bir şey daha var.. Foto-muhabir tam o anda rayları boşverip üç sayısını ön plana çıkararak, gerçek bir matematik sever olduğunu gösteriyor.. Ve sanki buna üç sayısı seviniyor ve üzerindeki çizgileri silkeleyip, parlak görünmeye bakıyor..

İstanbul.. Üsküdar tarafları.. Bizim evin değil, kömürlüğün kapısı.. İçeriden fare sesleri geliyor ama, biz bu duruma kedidir deyip geçiştiriyoruz.. Kapının üzerinde belli ki, kendisine yer aramış bir sayı.. Bunun için bir hayli mücadele vermiş olduğunu, üzerindeki yapışkanlardan anlayabiliriz… Tam da o anda üzerine tutunmaya çalışan rasyonel sayılara umutla bakıyor.. Onlara kararlı olmanın ne demek olduğunu anlatmaya çalışıyor..
Yine İstanbul.. Bizim evin bahçesinin duvarı.. Giderken sağda, dönerken solda.. Çocuklar bu duvarın üzerine çıkıp, sıkıştıkları zaman burayı sularlar.. Bu duruma belli ki en çok yosunlar seviniyor.. Tahmin edebileceğiniz gibi hiçte hoşlanmayan birisi daha var: 16.. Sayı artık eskisi kadar parlak olmadığı için hayli üzgün.. Ama sanki arkasındaki taşlar onu teselli ediyor.. Taşlar dayanamayıp, her sayı sever gibi onu desteklemek istiyor.. Hem de pas içindeki görüntüsünü silip, kendi renklerini ona vermeye çalışıyor.. Sanki 16 bunu hissetmişte, fotoğraf çekilirken onlardan aldığı güçle parlamaya karar veriyor..
Ya da bize öyle geliyor, bilemeyiz..
(abaküs)
Çarpım tablosu ile komik röportaj
Çarpma işlemlerini çok seviyordum. Ve bu işi yapmak istedim.
Neden seviyordunuz?
Bir sebebi yok, karşılıksız yani. Sonra sonra, birçok çarpma işlemlerinde bulunmaya başladım ve artık aklımdan bile işlem yapar hale geldim. Ve çarpma işlemlerindeki dağınıklığı fark ettim. Sonra bütün bu işlemler arasında gizli bir bağ olduğunu gördüm. İşte, hepsini bir araya getirmek için büyük uğraş verdim.
Matematik içindeki yerinizi nasıl buluyorsunuz?
Önemli buluyorum tabi ki.
Ne kadar önemli?
Çok çok önemli. Çarpma işlemleri üzerinde oynanan büyük oyunları anlayabilmek için bana herkesin ihtiyacı var. İki ve daha çok basamaklı sayılardaki çarpma işlemlerinde yine akla ben gelirim. Bu yüzden bu kadar önemliyim.
Sürekli göz önünde olmak sizi rahatsız ediyor mu?
Şöhret olmadan önce daha rahat bir yaşantım vardı tabi ve şöhretin getirdiği problemlere alışmak kolay olmadı. Ama zamanla alışıyorsun bunlara ve matematik camiasına hizmet için var olduğunu anlıyorsun. Şimdi göz önünde olmak hoşuma bile gidiyor.
Sizi ezberlemek isteyen öğrencilere ne tavsiye edersiniz?
Çarpma işlemlerinde sayılar arasındaki fark etsinler ve bir işlemle başka bir işlem arasında bağlantı kursunlar. Günlük hayatlarında uygulamaya çalışsınlar, mesela bonibon yerken, misket veya futbol oynarken sayıları kullansınlar. Bir de sürekli tekrar etsinler.
Tablo olmasaydınız eğer, ne olmak isterdiniz?
Abaküs olmak isterdim. (gülüşmeler)