google-site-verification=Q6ZwQRXiOaJnqS-cgg4nFfP_c10yadaNmmrIUXuvb9w aylak abaküs* | Your Tagline



Icon
Icon
Icon
Icon
Icon
Icon
röportajlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
röportajlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sayılara Sorduk: En çok kimi dinlersiniz?

Perşembe, Eylül 04, 2008
0 elemanlı yorum kümesi

Elimize mikrofonumuzu alıp yoldan geçen sayılara sorduk: 'En çok kimleri dinliyorsunuz?' diye. İşte aldığımız yanıtlar:

13:

In Flames. Yorucu bir iş gününün ardından stresimi atabiliyorum sayelerinde, biliyorsunuz sayı doğrusu üzerinde çalışmak en çok kafayı yorar, annem kafamın daha çok yorulacağını söylese de dinlerken ilginç bir şekilde dinleniyorum ben.

1:

İncesaz dinlerim ben, dinlerken de uyurum. Uyandığımda bütün günün yorgunluğunu üzerimden atmış olurum, çok huzur verici sakin melodiler..

7:

Bana 'şanslı yedi' yakıştırmasını yapan Placebo tabii ki de. İş dönüşü arabada dinlemek daha bir keyifli oluyor ama sayı doğrusu trafiği için biraz riskli tabii.

17:

Teoman dinlerim ben, daha onyedi onyedi onyedi onyediymişim ya, ihih.

216:

Nil Karaibrahimgil dinlerim ben, çok keyifli şarkıları var. Özellikle Madonna Olacakmış'ın bitiminde başlayan Aptal Kovboy bin eti puf gücünde etki bırakır bünyemde.

21:

The Cranberries dinlerim ben, twenty one diye bir şarkıları var, özellikle de onu çok severim.

Gördüğünüz gibi sayılar müzikle ilgililer ve anladığımız kadarıyla da onu çok seviyorlar. Biz de müziksiz bir matematik ve matematiksiz bir müzik düşünemiyoruz zaten.

Müzik ve matematikle kalın efendim.

(resim)

Bir Dik Prizma ile Özel Roportaj

Salı, Ocak 08, 2008
6 elemanlı yorum kümesi
Geometriden tanıdığımız arkadaşlarımızdan Dik Prizma kendisini anlatıyor. Hayata karşı 3 boyutlu bir halde, dimdik durabilmenin mutluluğunu bizlerle paylaşıyor. Parçalardan oluştuğunu kabul ediyor ve bununla beraber bir bütün olduğunu da unutmuyor.


* Şimdiki gibi bu şekilde olmasaydınız, nasıl bir şekil olmak isterdiniz?

Basit bir cevap vermek gerekirse, yine prizma halini alırdım. Buna eminim. Geometrinin içinde üçüncü boyutta olmak, beni farklı hissettiriyor çünkü. Birkaç tane geometrik şekil ile anlaşıp, onları bir araya getirmek fikri beni heyecanlandırıyor. Onları toplayıp yeni bir karakter oluşturmak, parçaları bir araya getirdiğimiz oyunları hatırlatıyor. Ki zaten bu oyunlara bayılırım.

* Yan yüzeylerinizi neden hep dikdörtgenler arasından seçiyorsunuz?

Dikdörtgenlerin beni taşıması hayli hoşuma gidiyor. Düşünsenize, hayata küçük bir bebek gibi başladınız ve sürekli ayakta durmak zorundasınız. Tabi, bunun için sağlam temellere ihtiyaç duyarsınız. Sizi anlayacak ve sürekli dik durmanızı sağlayacak birileri olsun istersiniz. Bütün bunlar olunca da birkaç tane dikdörtgen buluyorsunuz. Bu bir tercih gibi değil de, sanki bir zorunluluk gibi.

* Üst yüzeylerinizi seçerken zorlanıyor musunuz?

Kararsız kaldığımız anlar daha fazla. Tabi, çözümü tekerlemelerde bulmak istiyoruz, küçükken yaptığımız gibi. Mesela “o piti piti” ve “komşu komşu hu hu” ile başlayanlar aklımıza geliyor. Bu seferde ikisinden birini seçmek için düşünmeye başlıyoruz. (Gülüşmeler) Sonra tabi, bu hazır söz kalıplarını çocuklara bırakma kararı alıyoruz ve seçimi kendi dilediğimiz gibi yapıyoruz. Son şeklimizi alıyoruz ve aynalara gülümseye başlıyoruz.

* Tabanlarınızın birbirine paralel olmasını siz mi istiyorsunuz?

Evet. İkisinin huyları birbirine çok yakın oluyor, hep. Hayli benzer noktaları var. Bunları düşündüğümüz zaman, aklımıza hemen paralellik meselesi geliyor. Biz de ikisini bir araya getirip açık açık soruyoruz, hani ister misiniz diye, onlar da kabul ediyorlar, hemen. Tabanlarımdan memnunum, hiç kavga etmezler mesela. Hayata karşı hep iyimserler.

* Parçaları bir araya getirdiğiniz bu halinizle kendinizi nerelerde görmek isterdiniz?

Birçok çalışma alanım var, bunu siz de biliyorsunuz. Kibrit çöpü, evin odaları, hadi olmadı bir kaleydeskop olabilirim, mesela. Tabi bu karar için iyice oturup düşünmek lazım.

[resim alıntıdır.]

Pascal Üçgeni ile Özel Röportaj

Cuma, Ekim 19, 2007
2 elemanlı yorum kümesi
Sevgili pascal üçgenimiz bizimle röportaj yapmayı nihayet kabul etti. Kendisi ile konuşmak bizim için büyük bir mutluluktu. Kendisinin oyunu bile yapılmıştı ve görüşmeye gittiğimizde Pascal Üçgeni bu oyunu oynuyordu.

Böyle bir üçgen içerisinde olmaları için sayıları nasıl ikna ettiniz?

Sayılar hep bir arada olmak istiyorlar. Dört işlem yapmak için sabırsızlanıyorlar mesela. Bunları fark ettim. Bir de o sıralar binom açılımındaki katsayıların nasıl kolay bulunabileceğini düşünüyordum hep. Sonra işte, hoşlarına gidecek bir üçgen tasarladım. Böylelikle hem sayılar dört işlem yapabilecekti hem de binom açılımındaki katsayılar bulunabilecekti. Bu fikir onların da hoşuna gitti ve benimle çalışmayı kabul ettiler.


Kendi içinizde tekrarlanan dört işlemler var. Bu sizi sıkıyor mu?

Hayır, asla. Sayıların bir araya gelip toplama işlemi yapması beni çok mutlu ediyor ayrıca. Bir kenarda durup olanları izlemek istiyorum bazen. Bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçsin istiyorum. Yönetmen koltuğunda da nasıl olsa ben varım. (Gülüşmeler)


Peki hangi alanlarda çalışmayı düşünüyorsunuz?

Bu üçgen, biyolojideki uygulamalar, matematik (olasılık mesela), istatistik ve pek çok modern fizik konularında uygulama alanlarım var.


Bu sizi diğer üçgenlerden farklı kılıyor olmalı. Sizi kıskanan oluyor mu?

(Gülüşmeler) Rekabet ortamı yaratmanın alemi yok. Herkesin ilgi alanları farklı bana kalırsa. Benim işimi başka bir üçgen yapamaz, ben de onların işlerini yapamam. Çünkü siz de biliyorsunuz ki üzerimde hiçbir açı taşımıyorum.


Peki gerçek bir üçgen olsaydınız hangi açıları taşımak isterdiniz?

Dik açıların farklı bir büyüsü var sanki. Bu yüzden yanıma kesinlikle bir 90 derecelik açı alırdım. Diğer iki açının hiçbir önemi yok benim için.

Sokak Röportajı: 'Sayısal Loto Sonuçları 'nı İzler misiniz?

Salı, Haziran 05, 2007
2 elemanlı yorum kümesi

Sayılar daha çok sayısal loto oynanırken sevilir. Bunu, kestirmeden köşeyi dönmek isteyen zavallılara sorun, size söyler. Hatta biraz ileri gidip, sayısal loto tahmini yapmaya başlar, olasılık hesaplarını yalayıp yutar. Bundan ötürü, sayısal loto oynayanlara değil de, bizzat sayılara soralım dedik. Sorumuz biraz klişe ama, bakalım cevaplar nasıl?

- Sayısal loto toplarının dönüşleri çok hoşuma gidiyor ama sırf bu yüzden izlemiyorum. Benim oğlum sayısal loto topları üzerinde çalışıyor ya. Her seferinde konu-komşuya, eşe-dosta haber veriyorum, sanki ilk defa televizyona çıkmış gibi. Ve program başlayınca etraftan gelen bütün sesleri susturmaya bakıyorum. Sadece topun dönüşünü duymak istiyorum çünkü, benim oğlum var onun üzerinde. Sonra toplar hızlanmaya başlıyorlar. Birden heyecanlanmaya başlıyorum. Ama, evladım ne yapayım anne yüreği. ‘Bu kadar döndü ama, acaba bir yerine bir şey olmuş mudur?’ diyorum. Bu yüzden program biter bitmez onu ararım. Hem tebrik ederim, hem rahatlarım.
(Nazmiye Ondalıksayıoğlu - Klasik Ev Hanımı)


- Sayısal lotoda oynayan sayıların hemen hepsini tanıyorum. Çarpım tablosunda çok güzel günler geçirdik. Bu yüzden, topların üzerindeki dönüşlerini takip ederim. Çekiliş açıklanırken birden heyecanlanırım. Acaba arkadaşım nasıl poz verecek diye bakarım. Fazla dönmekten rengi atmış olan arkadaşlarımı ararım hemen ve halini hatırını sorarım. Böylesine de iyi kalpli bir sayıyım.

(Ercan Kesirligiller - Çarpım Tablosunda Çalışan Bir Memur)

- Hayır izlemiyorum. Çarpım tablosunda gelip çalışacaklarına, televizyona çıkıp şöhret olmaya bakıyorlar çünkü. Her program için bilmem kaç yeni matematik lirası kazanıyorlar. Kısa yoldan para kazanmaları yetmiyormuş gibi, başkalarına da bu yoldan kazanmalarını sağlıyorlar.
(Hüseyin Rasyonelsever - Yıllarca Hizmet Vermiş, Şimdi Zavallı Bir İşçi Emeklisi)

Pek Mühim Açıklama: Sayısal lotoda oynayan topların çekimi vardı. Onlardan görüntü alamadığımız için başka topları yayınlayalım dedik, biz de. Evet, bunu yaptığımız için pek mutluyuz. Sayısal loto tahmini yapmadığımız ve oynamadığımız için de.
(abaküs)

Açılar ve açı çeşitleri üzerine söyleşi

Salı, Mayıs 15, 2007
2 elemanlı yorum kümesi
Bu hafta, geometri kitaplarının ilk konusu olarak yer kaplayan, iki ışın arasında kalan ACB açısı ile röportaj yaptık. Kendisi, diğer konuklarımız gibi hayli sevimli çıktı. Geometri dünyası hakkında biraz da olsa ipuçları verdi. Ya da bunu bizim zorumuzla yaptı, kendisi de biliyor, sorun söyler.




Bu işe nasıl girdiniz?

Aslında hiç aklımda yoktu. Geometriyi seviyordum elbette ama işin içine girmeye hiç cesaret edemiyordum, işte sadece uzaktan seyrediyordum. İki ışının birleşmesi, güneşin batışını izlemek gibiydi, benim için. Derken onlar beni fark ettiler ve teklif getirdiler, ki ben de zaten buna can atıyordum ve hemen sevinçten atladım zıpladım, sonra biraz dinledim ve oracıkta kabul ettim. Şimdi bu iki ışın arasında güzel bir hayatım var.




Sizi ölçmek isteyenlere neler söyleyeceksiniz?

İki ışın arasındaki açıklığa dikkat etmeliler. Bu açıklığın sayısal bir karşılığı vardır tabi. İşte bunu nicel bir şekilde dile getirebilmek içinde bir sayı bulmalıyız. Buna kitaplar, açının ölçüsü derler, biz de bozmayalım, öyle diyelim.

Sizi hep iki ışın arasına çizilmiş bir yay olarak hayal ederim. Yoksa yanlış mı biliyorum?

Evet, bu büyük bir yanılgı. Ben yay filan değilim, gördüğünüz gibi ona da benzer bir halim yok. Ama şu var, bu yayın olmasının sebebi: yazılan açı ölçüsünün hangimize ait olduğunu belirtmesidir. Yoksa, hiçbirimiz yay olarak gösterilmek istemeyiz ama yaya bakarak tanınırız.

Peki, iki açı arasındaki yerinizi nasıl buluyorsunuz?

Çok sıkıcı. Sizin popüler ve pahalı oyuncaklarınız yok. Cep telefonu yok, bilgisayar yok, hadi bunları geçtim televizyon bile yok. Açı olmadan önce bunların kullanılmayacağına dair anlaşma imzalanır ve bu böyledir. Şaka tabi, siz de hemen inanıyorsunuz. Ben yaşantımı hiç sıkıcı bulmuyorum. Görevimin başında olmak, egolarımdan önce gelir. Bu yüzden her açıdan mutlu sayarım kendimi.

Komşu açılarınızı nasıl seçersiniz?

Aslında bu bana bağlı bir şey değildir. Bu işlemlerle daha çok ışınlarımız ilgilenir. Eğer ışınlar kendi aralarında ortaklık imzalamaya kabul ederlerse, biz de kabul etmiş sayılırız. Bu böyledir. Ama ben de kendi komşumu kendim seçmeliyim diye düşünüyorum ama maalesef bu özgürlüğümüz elimizden alınmıştır.

Şu anda dar açısınız. Peki 90 derece olmak için çaba harcardınız mı hiç?

Evet evet. Biz açılar camiasında dik açı olmak hayli önemlidir. Çünkü birçok geometrik şekilden teklifler yağar size. Şu anda dik üçgende çalışan birçok arkadaşım var benim de. Ama hiçbirisiyle şimdiye kadar görüşme fırsatı bulamadım. Yani, beni unuttular, evet. onlara kırıldım, buradan onlara sesleniyorum: açı olmuşsunuz ama adam olamamışsınız.

Peki bütünler açınızı mı yoksa, tümler açınızı mı seversiz?

Çocuklara sorulmuş gibi oldu ama neyse. Ben daha çok bütünler açımı merak ederim. 180 dereceden kendi ölçümü çıkarmak daha zor olduğu için. Bu yüzden tümler açım beni heyecanlandırmaz ve sevmem pek.

(abaküs)

ABC Üçgen ile özel röportaj

Pazar, Nisan 29, 2007
5 elemanlı yorum kümesi

Bu haftaki konuğumuz, hepimizin çok yakından tanıdığı, bidolu geometri kitabında yer alan sevgili ABC üçgeni. Bizimle röportaj yapmayı kabul ettiği için, özel sırlarını anlattığı için ve hepsinden öte bizim güzel sorularımıza katlandığı için teşekkür ederiz. Kendisine de ettik ama, alışkanlık işte. :)


Üç kenarı bir araya getirmek için onları nasıl ikna ettiniz?

Aslında biz üçgenler için önemli olan kenarlar değil, noktalardır. Noktalar olunca onları birleştirme şansımız oluyor, böylelikle bir an da kenarlar oluveriyor. O yüzden sorunuzu değiştirmenizi isterim, lütfen biraz olsun çalışarak gelin.

Peki, özür dilerim. Noktalarınızı seçerken neye dikkat edersiniz?

Nokta seçimlerinde, cumhurbaşkanlığı seçimleri kadar üzerinde durduğumuz söylenemez. Bizim için üç nokta olması yeterlidir. Biz, onları rastgele seçmeye bakarız. Ama şu var ki, noktaların çakışık olup olmadığına dikkat ederiz. Doğrusal olmayan üç nokta gördüğümüz zaman hemen onları bir araya getirmeye bakarız.

Üçgen yapım çalışmaları nerede yapılmaktadır?

Düzlemsel bölge içerisinde çalışıp çalışmadığımız da ayrı bir önem taşır. Bundan ötürü, herhangi bir yapımda kendimizi burada buluruz.

Siz de bizim gibi açılarınızı toplar mısınız?

Evet tabi ki, yatmadan önce ve sabahları düzenli olarak toplamaya çalışırız. Tabi yok böyle bir çalışma kandırdım sizi, evet. Açılarımızın toplamı sabittir ve hiç değişmez. İç açılarımızın toplamda 180 derece eder. Dış açıların toplamı da bunun iki katıdır.

Büyük açıların karşısındaki kenar ne kadar büyüktür?

Büyük açımın karşısında her zaman büyük kenarım durur. Diğerlerinden ayırt etmekte zorlandığım zamanlarda bu aklıma gelir ve karıştırmadığım için pek sevinirim.

Hani iki kenarı toplarsak, bu diğer üçüncü kenarın uzunluğundan büyük olur mu?

Evet, demek ki dersinize iyi çalışmışsınız. Açıkladığınız konu sahiden önemli. Herhangi iki kenarımın toplamı üçüncü kenarımdan her zaman büyüktür. Bu değiştirilemez, değiştirilmesi teklif bile edilemez.

Sevgili ABC üçgeni yıllarca ön planda oldunuz. Diğer rakiplerinizin önüne geçip şöhret olmayı nasıl başardınız?

Aslında noktalara verilen harflerime borçluyum. Böylelikle ismim bütün geometri camiasına yayılmıştır.

Yani, şöhret olmak çok mu kolay?

Elbette, işinizi bilmeniz gerekir. Diğer üçgenlerle aranızdaki fark sonra sonra anlaşılır, nasıl olsa.

Peki, üçgen star yarışması düzenlense kimin birinci olmasını isterdiniz?

Elbette ki, dik üçgenin olmasını isterdim. Kenarları ve açıları böylesine uyumlu olan başka bir üçgen tanımıyorum.

Daire ile özel roportaj

Perşembe, Nisan 19, 2007
3 elemanlı yorum kümesi

Bu hafta sevgili daire ile yaptığımız röportaj ile tam karşınızdayız. Kendisi ile konuşma yaparken hayli zorlandık, dönmemesi için büyük çaba harcadık. Biz de bunun üzerine onu bir yere bağlamayı akıl ettik ve bu yüzden biraz aklımızı sevdik, sonra bağladık. Kendisi ile konuşmamıza değdi. Çok değerli ve kibar bir geometri elamanıyla görüşmek gibisi yoktur. Bunu her zaman söylerim.



Yarıçapınızı hazırlarken, geometri modasını takip eder misiniz?

Aslında daireler arasında fark yaratmak gibi bir derdim yok. Olursa ilk size söylerim, söz. Ama şu var ki, moda yerine şık görünmeye çalışıyorum. Bu da ister istemez, benim şeklimi, görünüşümü, çapımı ve başkaca özelliklerimi değişik kılabilir, doğaldır ve mümkündür.

Farklı dilimler halinde sunduğunuz kesitlerde en çok neye dikkat edersiniz?

Dilimler konusunda daha çok açıma dikkat ederim. Kaç derece olduğumu bir yerlere not etmeliyim. Eskiden aklımda tutardım ama şimdilerde not defteri kullanıyorum. Bu defterle aramızda seviyeli bir ilişki bile oluştu. Bu sayede artık unutmuyorum. Buraya da yazayım, dilimin alan formülünü: (benim alanım/ 360) x a. Buradaki a, benim değil, dilimin açısı. Bildiniz, evet.

Geleneksel alan hesaplara bağlı kalıyorsunuz değil mi?

Elbette. Bu değişmez. Bir pi ve yarıçapımın karesi. İkisini çarpılır, durmadan. Bu da bizim için vazgeçilmez bir gelenektir.

Pi sayısını bu formül içerisinde görmek sizi mutlu ediyor mu?

Elbette. Böylesine büyülü bir sayı ile, aynı iş içerisinde olmak beni heyecanlandırıyor. Kendi içerisinde taşıdığı sayıları her zaman merak edip dururum.

Peki, size bu konuda bir ipucu verdi mi?

Hayır, vermedi. Bu konuda ağzı çok sıkıdır. Söz konusu olduğunda ya kafasını başka yöne çevirip, “şuradaki kuşa bak” şeklinde bizi kandırır ya da askerlik anılarını anlatmaya başlar. Bu yüzden sormaktan yoruldum.

Daire halkanızdaki şekiller yeterince ilgi görüyor mu, peki?

Evet, bu halimi birçok kişi başka cisimlere çevirdi. Bazen, yüzük küpe oldum, bazen çocukların elinde oyuncak olup döndüm durdum, sonra köpük olmuştum, bir keresinde. Halkamın alan formülü vardır bir de, ezberlenmesi uzun zaman alabilir. Ben bile bazen karıştırıyorum, emin olamadığım için söylemeyeyim.
Peki biz de söylemeyelim, merak edenlerin bulacağını söyleyelim, bulsunlar. Bir de sevgili dairemize teşekkür edelim.

Geometrik Şekillerden Paralelkenar ile özel röportaj

Perşembe, Nisan 05, 2007
3 elemanlı yorum kümesi

Birbirlerine paralel kenarları olan diğer geometrik şekiller size benziyor sanki. Ne dersiniz?

Evet, mesela birçok arkadaşımın benden öykündüğünü söyleyebilirim. Onlara bu yüzden kızamam tabi ki, hatta onları hoşgörüyle karşılarım. Kendi varlığımı hatırlatıyorlar, çünkü.

Kendi yapınızı oluştururken, en çok neye dikkat ettiniz?

Kenarlarıma dikkat ettim elbet. Hepsinin de uyum için de olması için çok çabaladım. Bu yüzden karşılıklı kenarlarımın birbirine eşit olmasını istedim. Sonra bir de açılar var, tabi. Onlar da aynı şekilde birbirlerine eşitler. Evet, bildiniz.

Köşegenleriniz için neler söyleyeceksiniz. Onlar için de aynı özeni gösterdiniz mi?

Köşegenlerim sayesinde kolaylıkla dört parçaya ayrılabilirim, birbirine eşit kardeş üçgenler olabilirim. Bu özelliğimi de çok severim.

Ünlü bir şekilsiniz, bu sizi zorluyor mu?

Geometri camiasında gözde bir şekil olduğum doğru. Mesela tren raylarında veya elektrik tellerinin sıralanışında ben akla gelirim. Ama yine de ön planda olmak niyetinde değilim. Magazin programlarından ve dizilerden davetler aldım ama, hiçbirine gitmedim. Kapladığım alan kadar konuşulsun yeter bana. Yükseklik ve tabanlarıma neden öyle baktınız hemen, zorlanmayın ben size hesaplarım şimdi, alanımı. Siz de manşet atarsınız hemen. size çok lazım ya.

Hayır, manşet atmaktan yana değilim. Devam edelim, dilersiniz. Hayattaki en büyük korkunuz nedir?

Açılarımı kaybetmek. Biz geometrik şekiller için, tek sahip olduğumuz anlam bana göre onlardır. Bu yüzden onlara gözümüz gibi bakmaya çalışırım ve kaybetmek istemem.

En büyük hayaliniz?

Beşgen olmak.

Doğal Sayılar ile (çıkarma, toplama, çarpma, bölme işlemi) hakkında röportaj

Salı, Mart 27, 2007
0 elemanlı yorum kümesi

Bu hafta, doğal sayılarla yaptığımız bir röportaj ile beraberiz, sevgili aylak ve abaküs severler. Röportaj sırasında her sayıya söz hakkı vermemiz mümkün değildi. Bu yüzden biz de, bu sayılardan bir sözcü belirlemelerini istedik. Sonra, diğerlerinden ayrıldık ve bizi bulamayacakları bir yer seçtik. Artık röportaja başlayabilirdik ve başladık. Sözcümüz çok canlı ve sevecen bir sayı. Kendisini 2 olarak biliyoruz,
öyle sayıyor ve seviyoruz.


Sayın sözcü doğal sayıları nasıl tanımlarsınız?

Doğal sayılar öncelikler bir kümedir. İçinde sayılar vardır, bir sürü sayılar, herkes bilir bunu ve saymaya başlar. Bunu biz de biliriz ve başkaları tarafından sayılmak hoşumuza gider. Kendi aramızda bile, sayarız. Ama şu var ki, biz doğal sayılar olarak sıfırdan başlarız. Bunu unutmamalı, sıfıra karşı gereken özeni göstermeliyiz. Sıfır benim kadar değerli olmayabilir ama yine de, matematik camiasının en popüler sayılarındandır, sayılmasa da sevilir.

Bize biraz dört işlemlerden bahsedebilir misiniz?

Peki, toplama işleminden başlayabilirim. Hazır başlamışken de söyleyelim, unutmadan. İki doğal sayının toplamı yine bir doğal sayıdır. Sonra, toplama işlemlerinde sayıların yerleri değişse bile, sonuç aynı kalır. Sonra, bir de etkisiz elemanımız var ve bu sıfırdır, kendisi bu yüzden küme içerisinde yeterince tanınır.

Peki ya, çıkarma işlemi?

Çıkarma işlemimiz değişme, birleşme gibi özellikleri yoktur. İki doğal sayı çıkarırsak, yine bir doğal sayı elde ederiz. İşlem hatası yapmadıktan sonra, bunu bilmeniz yeterlidir. Bu kadar.

Sonra, bir çarpma işlemi vardı, değil mi?

Evet, hala var. Sonra yutan eleman var, sıfır. Sonra bir de etkisiz elemanımız var, bir. Tanıştırayım, dedim. Bu işlemde de değişme özelliği vardır,
a×b=b×a
sonra birleşme özelliği vardır:
(a×b)×c=a×(b×c)
Ve bir de unutmadan söyleyelim, dağılma özelliğine sahiptir:
a×(b+c)=(a×b)+(a×c) veya a×(b-c)=(a×b)-(a×c)

Ve son olarak bölme işlemi kaldı, değil mi?

Evet anlatalım. Ama önce şu var ki, biz, doğal sayılar olarak, bölme işlemlerinde bölünen ile bölenin yerlerinin karıştırılmasına karşıyız. Herkesin ait olduğu bir yer vardır ve bunu değiştiremeyiz. Yoksa bölümün değişeceğini unutmamak gerekir. Bölüm ise, çıkan sonuçtur, bunu söyleyelim, okuyucularla tanıştıralım.

İki sayısını hatırlatacak özel resimlere yer veriyoruz, kendi isteği üzerine. Bi' de bizi kırmayıp röportaj yaptığı için, tabi ki. Kendisinin en sevdiği kitap ise şuymuş:



Sayı Avcısı Sibel Bayramoğlu



Geometrik Sekiller' den Yamuk

Pazartesi, Mart 19, 2007
6 elemanlı yorum kümesi

Bakın, ne soracağınızı biliyorum, neden bana yamuk diyorlar. Yamuk benim, sen değilsin ve bu yüzden sen bile kıkır kıkır gülersin. Geometri camiasında herkes senin arkandan konuşmaz, benim hakkımda konuşur, yamuğa bak der, hehe der, çok komik bir ismi var, der. Sonra yoklamalar olur; herkes burada, der, sıra bana gelir, ben burada olmak istemem, dışarıda olmak isterim, bulutlarım olsun isterim, sonra balonlarım ve açılarım, evet isterim ama olmaz ve beni uyandırırlar, buradayım, derim. Yine herkes gülmeye başlar, ben ağlamamak için direnirim. Açılarım var derim, kenarlarım var derim. Hepsini tek tek göstermeye çalışırım. Sonra büyük marifetlerim varmış gibi yaparım bunu, herkeste etkilenecek şimdi derim, ama olmaz. Yine de isme bak, derler, hehe derler. Dörtgenlerin isimleri sayıldığında akla hemen ben gelmem, neden gelmem, kimse durup dururken gülmesin diye mi , bunun için evet. Ben yamuğum evet, ve geometri seviyorum, vergimi veriyorum, hiç açı ve kenar yolsuzluğu yapmıyorum, haberleri sonuna kadar izliyorum ve dünyanın haline acıyorum. Ciddi meseleler üzerinde durmaya çalışıyorum biliyorum ama, yine de siz bile, bunlara aldırmayıp gülersiniz, yamuk işte, dersiniz.

Peki, böyle bir şekil olmak nereden aklınıza geldi?

Dört kenarım var benim, beş değil. Haliyle dört tane de açım var, yine de beş değil. Beşgen olmayı istedim mesela, ama kabul edilmiyormuş. Her gün uyanıp sayarım ve bakarım dilekçem kabul edilmiş mi diye ama, hayır bunlar olmaz. Hep dörtte kalırım. Sen hiç dörtte kalmak ne demek bilir misin, mutluluğun resmini çizememek gibidir, ama benim resmimi çizebilirsin. Herkes çizebilir, ama içimdekileri boş bırakırlar, büyük bir boşluğu görmezler, ancak açıları görürler, kenarları görürler. Ben de sadece bunları gördüm başta ve böyle bir farklılık yaratmak istedim.

Çok popülersiniz aslında, bu yetmez mi?

Ah evet, sürekli akla ben gelirim. Yamuk aşağı, yamuk yukarı, ne bu böyle.

İsminizi değiştirmek için başvuruda bulundunuz mu?

Evet başvurdum tabi, bir sürü hakimler gördüm, bir sürü savcılar gördüm, sonra onalrın bir sürü pişmiş kellerini gördüm. Hepsi de komik buldular bunu, kabul etmediler.

Aslında herkes sizin isminiz üzerinde duruyor, özelliklerinizden bahseder misiniz?

Alt ve üst kenarlarım paraleldir. Karşılıklı açılarımın toplamı 180 derecedir.

Bakın ne güzel, özellikleriniz var değil mi?

Evet evet, doğru. Ben biraz fazla tepki gösterdim. Geometriyi ve matematiği seviyorum.

Biz de sizi, efem.

Sitenin yazarı

Erdinç Korkmaz